Makale:
Yazdır Facebook'ta Paylaş
Bu yazıyı yazmama vesile olan çok değerli bir kardeşimin de aynı ben gibi Üniversitede sınıfa girerken "Selâmun Aleykum" deyip “merhaba” veya “günaydın” gibi cevaplar alması yüreğimin bam teline dokundu ve bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Bizleri ufak ufak, küçük küçük hamlelerle örfümüzden adetlerimizden uzaklaştırdılar… Ve gençlik artık batıyı birebir taklit eder hale geldi. Toplu hâlde yaşamanın getirdiği bir takım kuralları unuttuk… Âdemoğlu toplu hâlde yaşamak zorundadır. İsteseler de mecbur kalmadıkça tek başına yaşayamazlar. Toplu hâlde yaşamanın beraberinde getirdiği bir kısım kurallar, kanunlar, âdetler, gelenekler ve görenekler vardır. Bu da toplumdan topluma değişmektedir. Toplumlardaki bu kurallar bütününün bir kısmı dinî, bir kısmı ise kültüreldir. Bizim toplumumuzda bu kurallar hem dini hem de kültüreldir. . . Ama birçok gelenek ve göreneğin temelinde dini hususlar yer almaktadır.

İnsanlar bir arada yaşarlarken, birbirleriyle anlaşmak için konuşmak zorundadırlar. İlk karşılaştıklarında ise selâmlaşırlar. Ve bu selamlaşmalar her toplumda farklı farklıdır Selâmlaşmada olduğu gibi… Selamlaşma, kızgınlık ve dargınlık, kin ve nefret gibi insanlar arasında düşmanlığa sebep olan kötü huy ve davranışları yok eder. Böylece selam, müminlerin birbirleriyle görüşmelerini, kaynaşmalarını, birbirlerinden ayrılmamalarını ve kalplerinin birbirine ısınmasını sağlar.

“Selâm kelimesi, İslâm kelimesiyle aynı kökten yani “se le me” kökünden türetilmiştir. İslâm kelimesinde olduğu gibi barış, esenlik, güven, huzur ve teslimiyet anlamlarına gelmektedir. Istılahî (uygun) anlamı da bu şekilde oluşmuş, selâm veren kimse selâm vermekle, karşısındaki kimseye güven, barış ve esenlik dilemiş, kendisinden ona bir kötülüğün gelmeyeceğini telkin etmiş olur.(E. H. Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, c. 2, s. 292-295, 559-560)” Selâmı anlattığımıza göre şimdi de peygamber efendimizin hadislerinden faydalanalım biraz…

Günümüz toplumlarında insanlar arası münasebetler azalmakta ve dostluklar soğumaktadır. Şu bir gerçek ki modern dünya tasavvuru fertleri acımasızca potasında eritmekte ve insanlar, kalabalıklar içinde yalnızlaşmaktadır. Bu yalnızlaşma ile insanlar birbirleriyle selamlaşmıyor, dertlerini ve sıkıntılarını paylaşmıyor. Aynı apartmanda yan yana oturan veya aynı handa, aynı iş merkezinde ticaret yapan insanlar selamlaşmamakta, birbirleriyle ilgilenmemekte ve giderek yalnızlaşmaktadırlar. Hâlbuki insan, insana muhtaçtır. Çünkü insan, insanın kurdu değil yurdu, sığınağı, koruyucusudur.

Sürdürülebilir bir kardeşlik için selam gerekir, muhabbet gerekir, selam vermek gerekir. Eğer kardeşlerimize selam vermemek için yönümüzü, yüzümüzü, gözümüzü ve gönlümüzü kaçırırsak, Allah’ın rahmetinden uzaklaşmış oluruz. Müslüman bir yürek, kardeşine sevgi ve saygıyla davranır. Mümin bir kalp, Allah’ın isimlerinden olan selamı kardeşinden esirgemez. Çünkü kardeşlik ve dostluğun devamı ona bağlıdır.

Ve bizim en büyük sıkıntımız; aramızdaki selâmlaşma ile ilgili bir takım eksikliklerin bulunmasıdır. Bunlardan ilki kişilerin evlerine girince eşlerine ve küçük çocuklarına selâm vermemesi, bir diğeri ise başka çocuklara selâm ve hanımlara selâm vermemesi, bir başkası da bir yerden ayrılırken selâm ile ayrılınmaması ve telefonda selâmlaşmamadır.

Öyle kimseler vardır ki, karşısındakinden bir çıkarı olduğu zaman selâm verir veya selâm alır. Bir çıkarı yoksa onu görmemezlikten, duymamazlıktan gelir. İşte bu tip menfaatperestler için ünlü Divan şairi Fuzuli asırlarca önce: “Selâm verdim, rüşvet değildür deyû almadılar.” der.

Fuzuli’nin çağdaşı Rûhî de bu tür insanlardan şikâyetle şöyle der:

Cerrar deyû vermez olur Tanrı selâmın
Şermende ider eylese bir habbe in’am. (Şermende ider: Mahcup eder)
Yani; Dilenci diye Tanrı selâmını vermez. / Bir habbe/tane bir şey verse mahcup eder.

Yazımızı Yunus Emre’nin şu dörtlüğü ile noktalayalım:

Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selâm olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selâm olsun.
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Yorumun Devamı Cevapla
Palmiye yayınları 1 ay önce

Palmiye yayınları olarak yazılarınızı makalelerinizi, denemelerinizi, romanlarınızı, hikayelerinizi, öykülerinizi, şiirlerinizi ve diğer tüm dokümanlarınızı destekli yayıncılık kapsamında kitaba dönüştürelim. SİZ YAZIN BİZ BASALIM YAYINLAYALIM.
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz.
İletişim bilgilerimiz:
Adres: Atatürk Cad.Gül Sok. No:13/8
GÖRÜKLE/ NİLÜFER/ BURSA
www.palmiyeyayinlari.com
[email protected]
https://www.facebook.com/palmiyeyayinlari
Tel: 0555 2915061-0539 3602045

Misafir Avatar
Cevapla
hüner 2 ay önce

bizi bilen bilir bilenlere selam olsun... ellerine sağlık..