Makale:
Yazdır Facebook'ta Paylaş
 Ancak birlik ve beraberlik ruhu içinde olan insanlar başarıya ulaşabilirler. Birbirlerinden uzaklaşmış, çeşitli nedenlerle tefrikaya düşmüş ve sürdürülen fitne sebebi ile her türlü bağları kopmuş bir topluluk bu haliyle değil başarmak, normal hayatlarını bile sürdüremez. Binaenaleyh her toplumun içerisinde olabilecek bu gibi durumların düzeltilmesi, en başta idarecilerin ana vazifelerindendir.

Bizi ve toplumu çok iyi bilen Hz. Allah “Kardeşlerinizin arasını ıslah ediniz…” (Hücurat; 10) buyurmuş, bütün müminleri bu önemli vazifeye davet etmiştir. Dolayısıyla özellikle idarecilerin grup i ayrılıkları ortadan kaldırabilmek için herkesi ortak bir gayeye inandırmalı, herkesin birbirini sevgi ve saygı hisleri ile bağlı olmasına ve dayanışmada bulunmalarına gayret sarf etmelidir.

İdarecilerin konuşmaları böyle bir dönemde çok daha önem arz etmektedir. Parçalayıcı, bölücü ve fitneye benzin götürebilecek şekilde konuşmalardan şiddetle içtinap edip, birleştirici, bütünleştirici ve herkesin birbirini sevebileceği hususlarda konuşması, ifadelerde bulunması çok daha önem arz ediyor.

Bu hususta ıslah edici durumda olanların en fazla dikkat edecekleri husus, adaletli davranmaları ve adalet levini görenlere yardımcı olmalarıdır. Çünkü “Aralarını adaletle ıslah edin. Zira Allah eşit davrananları sever.” (Hücurat; 9) ayetinin ifadesiyle fitne dönemlerindeki ıslahçılar, adaletli ıslaha riayet etme mecburiyetinde oldukları gibi, idare ettikleri bütün topluma karşı da eşit davranmaları gerektiğini bizi yaratan Allah emrediyor. İdareciler insanları “bizden ve bizden değil” olarak ikiye taksim edemez. Bazı insanları ötekileştiremezler. Bu, yukarıda geçen ayetin emrine ters hareket etmektir.

Bir toplumda çıkan fitneler karşısında ıslahçı olan idareciler, toplumu ayrışmaktan daha ziyade bütünleştirmekle ve bütün toplumu kucaklamakla başarıya ulaşabilir. Ötekileştirdiğimiz kimseler bizim karşımızda ve bizi yıkmakla meşgul olacak, biz de ayakta kalmanın mücadelesini verecek ve böylece toplumdaki ifrat ve tefrit gruplarıyla bütün toplum zıvanadan çıkmış olacaktır. Bu hususta Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye olan nasihatiyle yazıma son veriyorum:

“Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana… Güceniklik bize; gönül almak sana… Suçlamak bize; katlanmak sana…  Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlamak sana… Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana… Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…”

Vesselam…

Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×