Kotil Hoca:
Havada uçuyor, rakamlar sende
Göz gözü görmüyor, denklem çözerken.
Üstü üste sayılar, atıyor künde
Hiç eşit olmuyor, denklem çözerken.
Deyince gözleri parlıyor birden Şair Ahmet’in. Mücadelenin, yeşil tahta üzerinde sayılarla değil de, gönül telinden nağmelerle devam etmesine çok memnun oluyor. O da hemen dizelere döküyor çektiklerini. Mısralar, birbiri ardına dudaklarında dökülüyor:
Şair Ahmet:
Aman Hocam medet, düştüm eline.
Sayıdan korkarım, denklem çözerken.
Kapıldım cebirin, çoşkun seline.
Çaresiz bakarım, denklem çözerken.
Kısa bir şaşkınlık yaşıyor Kotil Hoca. Hemen atıyor bu şaşkınlığı üzerinden. Fırsat bu fırsat deyip, nasihate başlıyor. Sazı alıyor eline. Söze veriyor diline:
Kotil Hoca:
Matematik budur, affetmez gafı.
Çözmezsen soruyu, duyarsın lafı.
Kuru inat olur, Allah’ın safı.
Kendini yoruyor denklem çözerken.
Genç Şair, söylenenlere gönül koymuş belli. Biraz sitem, biraz öfke ile O’da hemen cevabını yapıştırıyor:
Şair Ahmet:
Matematik beni, sevmedi gitti.
Bir küçük gafın, lafını etti.
Saf deyince bana, aşkımız bitti.
Yoluma bakarım, denklem çözerken.
Kotil Hoca, cümlelerin biraz sert olduğunu fark ediyor. Bu çok sevdiği öğrencisini kırmak istemiyor. Havayı biraz yumuşatmak için, müşfik bir baba edasıyla öğrencisine sesleniyor:
Kotil Hoca:
Kalemi tutacak bir bilek lazım.
Konuyu yutacak, bir bellek lazım.
Sabırlı olacak bir yürek lazım.
X hemen çıkmıyor, denklem çözerken.
İncinmişti bir kere Ahmet. Sitem etmeye devam ediyor. O da bir yürek taşıyor, O da başarılı olsun istiyordu. Ama her zaman, her istediği olmuyordu insanın:
Şair Ahmet:
Bir bilek var bende, tutmaz kalemi.
Bendeki hafıza, yutar alemi.
Bu mevzu olunca, cebir talimi.
Hep Bön Bön bakarım, denklem çözerken.
Öğrencisindeki özgüveni gören Kotil Hoca, gayrete geldi. Bir kez daha aldı sazı eline. Soy soyladı. Boy boyladı. Ortaya bu mısraları döküverdi:
Kotil Hoca:
Kotil Hoca derki, gayret, yaparsın.
Çalış hele biraz, sende kaparsın.
Aman kopya çekme dışa saparsın.
Emeksiz olmuyor, denklem çözerken.
Hocadaki iyi niyeti fark eden Şair Ahmet, selama karşılık selam, kelama karşılık kelam emri mucibince cevabını daha yumuşak bir tonda verdi. Tebessüm eden yüzü, Hocaya uzatılan bir demet gül gibiydi:
Şair Ahmet :
Anladım ben sizi, yaparım elbet.
Biraz kolaylayıp, yüreği celbet.
İçelim sonunda, beraber şerbet.
Yemeksiz olmuyor, denklem çözerken.
Rivayet odur ki: Hala o sınıfın derinliklerinde sesleri yankılanırmış. Kotil Hoca, mısralarında babacan tavrıyla, nasihatle karışık sevgisini söylermiş. Şair Ahmet’te saygıyla bezeli, kıvrak zekâsını konuştururmuş dizelerinde.