Okullar açılırken her yerde tatlı bir telaş başlıyor. Okul yolları tekrar canlanacak ve sınıfları dolduran öğrenciler, etrafa neşe saçmaya başlayacak. Öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz ve velilerimiz hazırlıklarını tamamladı ve yeni bir dönemi karşılamak için heyecanlılar. Bu vesile ile eğitim hakkındaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli Öğretmenlerimiz!
Bir yıl sonrasını düşünen ekin eksin, on yıl sonrasını düşünenler ağaç diksin, yüz yıl sonrasını düşünenler ise insan yetiştirsin. Geleceği düşünen bizler gençliğimizi en güzel şekilde gelecek asırlara ve yıllara göre yetiştirmeliyiz. Bir düşünür “Bir insanı eğitmeye babaannesinden başlamak gerekir” diyor. Eğitim süreklilik ve ciddiyetle yaklaşım ister.
Bu ülkenin çocuklarına, hiçbir sorunun kalıcı, hiçbir sorunun çözümsüz olmadığını görmelerini sağlamalıyız. Bizim çocuklarımız, kendi öz değerlerinden, kendi tarihlerinden, kendi medeniyetlerinden aldıkları ilhamla, evrensel değerleri özümseyerek, inşallah bu coğrafyada tarihi çok farklı şekilde yazacaklardır. Gençliğimiz bir pergel gibi bir ayağını Anadoluya sabitleyecek ama diğer ayağı ile dünyayı dolaşacak. Mevlanayı bildiği gibi İbni Arabiyi de Malcol X de bilecek.
Bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar saygın, üstün özveri, sevgi ve fedakarlık gerektiren, sınırları okul ve sınıf duvarlarıyla çizilemeyecek, zil ile başlayıp bitmeyecek kadar ağır bir sorumluluk gerektiren, bilgelik mesleğinin temsilcilerine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Eğitim sorunlarını çözen uluslar, kültür, bilim, sanat, teknoloji ve sosyo-ekonomik alanda da kalkınmış ve ilerlemiştir. Eğitime gerekli önemi ve hassasiyeti göstermeyenler ise başka ulusların kölesi oluş ve geri kalmışlıktan kurtulamamıştır. Eğitimin olduğu yerde terör, zulüm, adaletsizlik olmaz. Unutmayalım ki, mürekkep damlalarının akmadığı yerde kan damlaları akacaktır.
Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir. Öğretmenlik insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. Ürünü insan olan ve başlı başına bir amaç olmaktan öte, bizleri yüce gayemize ulaştıran bir vasıta olarak görüyorum öğretmenlik mesleğini. Öğretmenler, çiçeklerin arasında uçan altın kanatlı kelebekler gibidirler. Çiçeklere hiçbir toz kondurmamak için durmadan çırpınıp dururlar.
Öğretmen erdemlerin öğreticisidir. Öğretmenin vazifesi, gücü nispetinde erdemli toplum gayretine katkı sağlamaktır. İnsan yaratılmışların en seçkini, en donanımlısı, en bilinçli olanı; ama aynı zamanda en vahşi, en acımasız, en anlaşılmaz davranışların da sahibi. İşte bu insanı insan yapan eğitimdir.
Kazanılması gereken asıl büyük servet; para, şöhret ve makamdan öte erdem ve bilgeliktir. Yüreğimizi, ruhumuzu en büyük erdemlerle tezyin ve teçhiz etmeli ve bu amaçlarımızdan vazgeçmeden yolumuza devam etmeliyiz. Evrensel medeniyet kulesi de hiç şüphesiz bu onuru taşıyan fedakâr ve cefakâr öğretmenlerimiz sayesinde yükselecektir.
Bu ülke geçmişte nasıl tarihe, bilime ve sanata yön veren insanlar çıkardıysa, inşallah bugün ve yarın da, bu topraklardan, bu genç nesillerden, geleceğe yön verecek isimler çıkaracaktır. Bu topraklardan nice Kanuniler, Fatihler, Mevlanalar, Ahmet Yeseviler, Necip Fazıllar, Mehmet Akifler ve daha nice örnek insanların izinde yürüyecek nesiller çıkacaktır. Yeter ki, azimle çalışalım ve özümüzü kaybetmeden yolumuza devam edelim. Tüm öğrencilerimize başarılar ve sağlıklı bir ömür dilerim.