Yakın tarihimizde şu 10-15 yıllık zaman diliminde çok ciddi toplumsal travmalar yaşadık.
40 yıl devam eden 45 bin cana mal olan terörle yaşadığımız travma,
1999 Gölcük, Düzce depremi, 2003 Bingöl, 2011 Van depremlerinin yarattığı ağır travmalar.
Yine yakın tarihimizde yaşadığımız en büyük toplumsal , siyasal travma ise peş peşe açıklanan, öne sürülen yolsuzluk soruşturmaları.
Önceki gün Türkiye Büyük Millet Meclisinde havada uçuşan tekmeleri, savrulan küfürleri izleyince içinde bulunduğumuz psikolojik yıkımın ulaştığı boyutu düşündüm.
Televizyon haberlerinde, gazete manşetlerinde, sosyal medyada, adliye koridorlarında, trafikte, iş ve aş kuyruğunda, miting meydanlarında, tartışma programlarında, komşuluk ilişkilerimizde, caddede, sokakta, sosyal medyada, siyasi arenada tarihte görülmemiş biçimde, orantısız şekilde birbirimizi tüketiyoruz,tebessümün sadaka olduğu,sevginin çiçeklendireceği yüzümüze şeytanın resmini yerleştiriyoruz.
“Lütfen biraz sessizlik” diyecek, bizi hoşgörüye davet edecek ; “size neler oluyor” diyecek bir ses duymak istiyorum.
Herkes birbirinin açığını, eksiğini, yanlışını, eğrisini arıyor. Birbirini tüketmeye, yok etmeye, itibarsız hale getirmeye odaklanmış.
Yaşadığımız siyasal travma, siyasal hayatımızı, toplumsal değerlerimizi bir silindir gibi yerle bir ediyor,
kirleniyoruz… kirletiliyoruz…
Haberleri açtığımızda, filmleri, dizileri izlediğimizde, pazarları gezdiğimizde 24 saat dayak yiyen ruhumuzun yorgunluğu, gerginliği içinde işe gidiyoruz.
Ömürleri ve umutları “siyah-beyaz” hale getiren, heyecanımızı, hayallerimizi gazetelerin, TV’lerin manşetlerinde tüketenleri uyarabilecek örgütlü bir gücümüz de yok.
Siyasi tarihimizi yazanlar bu günleri nasıl yorumlarlar bilemiyorum. Bu dönemin şahidi olarak benim tesbitim şudur:
Bu kavga ne iktidarı ele geçirme kavgasıdır ne de vatan millet sevdasıdır.
Ne Müslümanlık için, ne İslam dinine hizmet, ne de atalarımıza hürmet içindir.
Ne hazinenin başına konmak, ne de memleket sevdasıyla yanmak içindir.
Ne kul hakkını korumak, ne de doğruya varmak içindir.
Bu kavgaya nereden bakarsak bakalım, her kıvılcımı bizi yakmak içindir.
Bu kavgaya nasıl yorumlarsanız yorumlayın, her manşeti, her kötü sözü istikrarı yıkmak içidir.
Keşke bütün bu kavga daha büyük Türkiye için, kardeşliğimiz, hukukumuz, eşitliğimiz için yapılsaydı. Biz de bu toplumsal travmayı hep birlikte yaşayıp, ateşinde pişseydik.
Mesele öyle değil.
Ankara’da kavga oluyor,dayağı Anadolu yiyor.
Mesele işte budur.
Keşke bütün kavga TEMİZ SİYASET için olsa….
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×