Makale:
Yazdır Facebook'ta Paylaş
Yeni yapılan Mahalli İdareler Seçiminde halkımızın tercihleri sonucu seçilmiş olan belediye başkanlarımıza büyük bir sorumluluk yüklenmiştir. Zafer mücadele ve yürek ister, cesaret ister. Siyaset ateşten gömlek gibidir, göreni ısıtır, giyeni yakar. Onu giymek fedakarlık ister. Allah o gömleği giyenlere sabır ve kolaylık versin. Zorlu ve mücadelelerle dolu bir sürecin içine giren başkanlarımıza sabırlar diliyorum. Ailelerinden, kendilerinden fedakarlıkta bulunacaklar.

Şairin dediği gibi “İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal, hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal, yalnız acı bir lokma zehirle pişmiş aştan ve ayrılık atadan, vatandan, arkadaştan” hitabına mazhar olan yöneticileri zor ve meşakkatli bir serüven bekliyor.

Mekanlar şahsiyetleri belirler, bir şehir huzur vermiyorsa, o şehrin insanları huzurlu olamaz. Şehir saygı ve sevgi vermiyorsa, o şehrin insanı da noksan kalacaktır. Artık insanlar huzur veren şehirler istiyor. Büyük mimari projeler inşa ederken, büyük adımlar atarken, insan ruhuna dokunan çalışmaları asla ihmal edilmemelidir.

Seçilen başkanlar şehrin emini olmak için, gece gündüz demeden ev ev dolaşarak halka hizmet edecekler. Fedakar olacaklar, koltuk yerine şantiyeleri ve sokak ve caddeleri mekan edinecekler. Memur belediye başkanı dönemi geride kaldı. Makamda imza atmakla yetinmeyecekler.

Bilge Mimar Turgut Cansever; “İnsanın dünyadaki en önemli vazifesi dünyayı güzelleştirmektir” diyor. Gerçekten insanın önce ruhunu, sonra yaşadığı beldeyi imar etmesi ve güzelleştirmesi ile hayatın anlam bulacağı açıktır. İnsan şehrin, şehir de insanın aynasıdır. Hacı Bayram Veli Hazretleri’nin de ifade ettiği gibi, “insan, şehri inşa ederken, aslında taşın toprağın arasında kendisini inşa eder. Gönülde her ne var ise, şehir olarak görünür. Gönlü taş olanın şehri taş, gönlü aşk ile dolu olanın şehri gülistan olur” İnsan içinde olanı dışına ve çevresine yansıtır. Bir amacı, bir medeniyeti ve bir kültür hazinesine sahip olmayan, geçmişle bağlantısı kesilenlerin yaşadıkları mekanlar anlamsız ve huzursuz mekanlardır.

Felsefesiz, ruhsuz, büyümek için büyüyen şehirde huzur arayan yığınlar asla huzur bulamayacaktır. Bir şehirde huzur, emniyet, estetik yok ise orada insanlar mutsuzdur. Kurulan şehirler ruhu olan ve yaşayan, canlı şehirler oluşturulmalıdır. Bütün unsurları ile insanı yaşatmayı hedefleyen şehirler, nitelikli insanı ve yatırımı cezbederek kalkınmaya ivme katar.

Batı medeniyeti yüksek binalar inşa ederken boyuta önem vermiş, Doğu Medeniyeti ruhu olan estetik görünümlü mekanlar oluşturmuşlardır. Amaç “Kimlikli ve kişilikli şehirler” oluşturarak medeniyetimizin şehir tasavvurunu ihya etmektir.

Doğu Medeniyetinde merkezde insan ve onun ihtiyaçları yer alırken, Batı Medeniyetinde merkezde bina ve ruhsuz yapılar yer almıştır. Külliye denilen ve insanın tüm sosyal ihtiyaçlarını ihtiva eden yapıların çevresine şehirler kurulmuştur. Şehir, inandıklarımızın yansımasıdır. Şehir insanın, insan da şehrin aynasıdır. Dolayısıyla bizim şehir tasavvurumuz, aynı zamanda medeniyet tasavvurumuzdur.

Yerel demokrasiyi vatandaş artık beş senede bir belediye başkanını seçen bir sorumluluktan ibaret görmüyor. Aksine “Ben seçtim ama birlikte yöneteceğiz” edasıyla hareket etmektedir. Kadını, genci, yaşlısı kararlara katılmak istemektedir. “Büyüklerimiz bilir” diyen anlayışın yerini “benim de söyleyecek sözüm var” diyen bir anlayış almıştır. Şeffaf, paylaşımcı, danışan, paylaşan, kararları birlikte alıp halka onaylatan belediyecilik anlayışı daha çok takdir toplamaktadır.

Kentsel dönüşüm bina kurmak değil, yaşam kentleri kurmak, mahalle kurmak, yeşil alan, sosyal alan kurmaktır. AVM kültürü yerine, kapalı çarşı modelini oluşturmak ve insanı, ruhunu, yerliyi koruyan bir model oluşturmak için çalışılmalıdır.

Çağımızın yeni şehir modellerinden ilham almamız şarttır. Akıllı şehir, kültür şehri, slow city veya sakin şehir, yeşil şehir gibi her bir model örnek alınabilir. Evrensel modelleri dikkate alıp kendi özgün modelimizle sentezleme becerisini göstermeliyiz. Osmanlı, Selçuklu mimarisini modern mimari ile sentezlemeliyiz.

Vatandaş artık yola, suya alışmış ve onlara karnı toktur. Sosyal yaşam alanları, ruhunu rahatlatacak mekanlar talep ediyor. Vatandaş artık balık istemiyor, balık tutabileceği alanlar ve istihdam alanları istiyor. Sanatı, kültürü kentin bir parçası haline getiren ve kendileri ile yaşayan bir belediye başkanı istiyor. Gereğinde bisiklete binen, kendileri ile birlikte eşofmanının giyip spor yapan, acılarını ve sevinçlerini paylaşan belediye başkanını istiyor.

Bizler, sadece bugünün şehirlerine, bugünün insanına, bugünün Türkiye’sine karşı sorumlu değiliz. Bizler, bugünden yarını inşa etmenin, yarını imar etmenin sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz.

Seçilen tüm belediye başkanlarımızı meclis üyelerinizi tebrik ediyorum. Yeni görevlerinin ailelerine ve ilçelerine huzur vermesini temenni ediyorum. Hayırlı ve başarılı çalışmalar diliyorum.  
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×